22 Eylül 2011 Perşembe

Çocuğunuz İnternetteyken Gözünüz Arkada Kalmasın!



Hızla dijitalleşen dünyaya çocuğunuzun da ayak uydurmasını ve bilinçli bir internet kullanıcısı olarak yetişmesini isterken, güvenlikli bir site bulamadığınız için gözünüz arkada mı kalıyor? O halde en kısa zamanda Tipeez.com’u keşfetmenizi öneriyoruz. Çünkü 1.000.000 çocuk her gün Tipeez’de buluşuyor!

Güvenlikli alt yapısı, çocuk ve gençlere yönelik birbirinden farklı ve eğlenceli faaliyetleri ile Tipeez.com, Türkiye’nin en çok tercih edilen çocuk ve gençlik portalı. 7-14 yaş arası çocuklar Tipeez.com’da güncel haberleri takip ediyor, birbirinden eğlenceli oyunlar oynuyor, hediyeli yarışmalara katılıyor, kendi makalelerini yazabiliyor, kişisel ajandalarını tutabiliyor.

Tipeez, güçlü güvenlik önlemleri, ebeveyne kontrol yetkisi sağlayan özel sistemi ve çocuklara kişisel bilgilerini açıklamadan veya kaba bir dil kullanmadan kendi yaş grubuyla konuşma özgürlüğü veren patentli programıyla, Türkiye’deki her iki çocuktan birinin ve ebeveynlerinin tek tercihi.

Sizleri de, Tipeez'i çocuklarınızla birlikte keşfetmeye ve sitenin size sunduğu imkanlardan yararlanmaya davet ediyoruz: www.tipeez.com


Bir bumads advertorial içeriğidir.

20 Eylül 2011 Salı

Hastalığın Tek İlacı : MORAL



Dün akşam feysbuk'ta "Yakın vakitte sosyal sorumluluk adına bir projem olacak" demiştim,aslında yanlış yazmışım,bu proje benim değil,bizim projemiz olacaktı.Bu yüzden öncelikle hepinizden özür dilerim.Ve konuya başlayayım:

Daha öncesinde, bu yazımda Birşeyler Yapabiliriz demiştim.Demiştim de biraz havada kaldı yapma isteğim.Ama artık havada kalsın istemiyorum.Birkaç gün önce, sevgili Elçin'den bir mail aldım,sizinle de yukarıda paylaştım.Üşenmezseniz hacular,bi zaaagmet okuyunuz,ediniz.Fikir veriniz.İtiraf etmek gerekirse, Elçin'e özendim,gıptalar ettim.

Sivil hayatımda sosyal sorumluluk gönüllüsü olan ben şimdiye kadar sadece eğitim adına çaba sarfettim ancak lösemili arkadaşlarım,kardeşlerim için birşeyler yapmadım,yapamadım da onları öyle görmeye yüreğim kaldırmadı.Nasıl kaldırsın ki? Minnacık bebekler,minnacık güzel çocukları öyle kablolar içinde görmek...Ne yapabiliriz?

Elçin'in de dediği gibi,elden ne gelir,ne yapabiliriz ki diye kenara çekilmek hiç birimize yakışmıyor,hiç birimiz bu kadar basit,düzeltiyorum korkak insanlar değiliz.Sanmıyorum.Değilizdir,eminim ve biz birşeyler yapabiliriz.Ama nereden başlamalıyız?Fikriniz varsa,hemen paylaşın,çünkü ben kendi çapımda minik minik girişimlere başladım ama bu minik girişimler kime yeter? Ülkemizde kimin eli kimin cebinde,kim kime dum duma durumundayız,herkes kendi eşeğinin derdinde,yan apartmanda komşumuz öldürülse tek derdimiz,aman bizi öldürmeseler oldu.Benciliz hepimiz,yalan değil,bencil olmayan insan mı vardır? E peki n'apsak?

Yapsak birşeyler işte,mesela evde kullanmadığımız hikaye kitaplarını hediye paketleri yapsak göndersek?3-5 tl ayırıp birleştirip şööle 2-4 arkadaş minik hediyeler alsak,bi gün sadece bi kaç saatimizi ayırsak,ne bileyim,çorap alsak,plastik bebekler alsak,ufak minik arabalarımız varsa onları hediye etsek...Birşeyler yapsak işte.

Bunlarla ne faydamız olacak diye düşünmeyin,inanın hastalıkların en büyük ilacı: MORAL!Moralden öte hiç bir ilaç,hiç bir iğne yok.Hele ki kanser gibi lanet,Allah belası bir hastalığın tek tedavisi moral.Her gün fare zehri damarlarda dolanırken bir insanı hayata bağlayan,ha gayret dedirten tek şey,sevdiklerinin ve bazen de tanımadıkları kimselerin verdiği destek,verdiği moral...Evinizde öyle köşede duran kitapları,oyuncakları çıkarsak...Paketlesek,süslesek...Toplasak...Götürsek...

Ne bileyim,birşeyler yapsak...
Ama KESİN yapsak...
Siz de fikir verseniz de yapsak...

Yüreğinize sağlık...

14 Eylül 2011 Çarşamba

Kıskançlık Fenadır Azizim Ama Seven İnsan Kıskanır

Kaç gündür İstanbul'dayım bilmiyorum,dediğim gibi güzel günler göz açıp kapayıncaya kadar akıp geçiyor,ne boktan bir durum.Eve dönme vakti yaklaştıkça daha bir gerilmeye başladım,sanırım.Ama olsun,ne de güzel günler geçirdim,çok şükürbinAllaaaam.Sevdiceğim de,oy yerim onu ben,ne de ilgilendi benimle,sanırım giderek alışıyoruz birbirimize.Nazar etmeyin ha sakın,oyarım.

Birçok yeri gezen ben,Aşk'la bir kez daha İstanbul'u fethettim.3 gün öncesinde bir çıktık,pir çıktık.Her bir yeri aynı gün dolaştık da durduk.Eminönü'nde balık ekmekten başladık,geceyi geceye katıp pır pır aşkla söndürdük.Uy yirim yirim lan!

Ufak tefek minik minnacık tartışmalarımız oldu tabi,olmaz mı?Neticede farklı 2 kişiyken,tek bir yürek olmaya çalışmak,zor anam zor.Ama zorluğun da tadı başkadır gari.İtiraf etmek gerekirse genelde tartışmalarımız benim kıskançlıklarım üzerineydi,olabildiğince sakin ve sessiz olan,tepkisini sakince veren ben,son zamanlarda fena hırçın mı oldum diye bir an kendimi tarttım ama sanırım bunlar ayların,yılların birikimi.Uy ama nasıl da içim acıdı sonrasında,neticede durduk yere saçma sapan olmayan karılar yüzünden,sanırım hala korkuyorum,taam itiraf ediyorum hala korkuyorum,bana olan bağlılığından şüphem yok,varsa gelin suratıma tükürün de işte anam karı milletiyiz biz,öyle bazı bazı celallenebiliyik,bok var ha!Sevgilim şimdiye dek,bu ilişkiyi ayakta tutan benim derdi de hııı derdim,ancak fark ettim ki benim bazı parlamalarımı görmezden gelen kendisi.Peki acaba şey kemküm bu parlamalara neden olan da kendisi olmasın mı? Taam ya,sustum,he bi de seni seviyorum birtanem,pirtanem,gurban olduğum uy!

Aslında olabildiğince uyum insanıyımdır,hani ortama girince öyle kendimi yerli yersiz övmelerim,saçma sapan triplerim,kaprislerim yoktur.Harbi yoktur,karı milletinin trip atmasına da en az erkek milleti kadar tilt olurum.Vay orosbuuuu kime lan havan,skerim dediğim vakitler yok mudur? Ohooo,ne siz sorun ne ben söyleyim.

Malumane bir hatun diğer hatunu kendisine rakip görüp türlü taklalar atarak ençokbenimleilgilensinyoksaoyarım moduna girebilir.Normaldir,karı milletinin aklı bazen böyle boş beleş işlere çalışabilir de böyle hatunlardan da olmadım da lan bu kıskançlık yok mu?Sokarım.Ama ama ama napiiim.

Bi de şu var tabisi,erkek milleti kadınların bitmek bilmeyen kıskançlıklarından yaka silkerken kendileri bizzat,alenen ve inatla kadınlar üstüne ambargo koyup kendi borularını öttürebilir,bunun adına da kıskançlık değil,sahiplenme diyebilir.Ama kıskanç erkek de candır.Gerçi benim bey kıskanç olmamakla beraber acaaaayip sahiplenir,uy maşallah lan eniştenize,durun bir götünü kaşiiiim:p

Bugün sevgilim ve ev arkadaşıyla,okuluna gittik,zaten ne zaman gelsem bir posta uğrarız,iş güç belgeler derken bir şekilde yolumuz düşer.Kendisi okula gittiğimiz için beni yorduğunu düşünse de ben onunla birşeyler yaptığım,onun hayatına dair birçok şeyi paylaştığım için mutluyum.Neticede nefes aldığı ortamlarda nefes alıyorum,ne büyük bir gurur.

Kısa bir koşturmadan sonra,kahve ısmarlamasına hayır diyemedim.Oturup geyik çevirirken, bir anda bir hatun gelip birşeyler derse sakın yanlış anlama diye söyledi.Anlamadım önceleri,e ben çoksorusormadanalgılarımamasorusormayıseviyorum kızlarından olduğum için neden demeye kalmadan,karşıdan bir hatun çıkıgeldi ve ne demek istediğini anladım.

Hatun yerli yersiz hareketler ve sözlerle ve dahasıyla beni delirtmeyi başardı.Önce adımı yanlış söyledi,sonrasında beni yengeliğe yakıştıramadı,sonrasında bakbiznekadarsamimiyizherdaimgörüşürüzhattapaylaşımlarımızsonsuzdursendekimsin mesajını vermek istercesine mal mal davrandı.Hatun,diğer hatunu istemez klasiğini yaşamamak için sustum.Ama içimden karının üstüne SmackDown karakterleri gibi atlayıp saçını başını yolup ağzını burnunu kırıp orta yere,hayır hayır İstanbul çöplüğüne bırakmak geçti.Çöpçülere bile yük olmazdım,hanisi o kadar.Orosbuya bak sen,gelmiş bana böyle mıkmık konuşuyor,lan yamuk bacak,sen kimsin lan!Bizimkine de kızdım,götüme göbeğime takılıyor da orosbuya zayıflamışın diyor,zayıflasa nolur zayıflamasa nolur.Göt.Taam sakinim.

Allah için,sevdiceğim pırpır kızdın mı,kırıldın mı,n'olur yanlış anlama diye gönlümü almak istedi de ben O'na hiç kızmadım ki,nasıl kızayım?Elin orosbusu gelip kevaşelik yaptı diye ben gurur duyduğum Aşk'a neden kızayım?Gerildim,yalan deel,ama gerginliğimi yansıtmamak için sustum.Derken,

Az önce muhabbet arasında sabahki olaylar açıldı,pat diye patlayıverdim sevdiceğime,ah ulan Rıza,neden patladın!Patladım amk,hem de hayatımızda olmayan,olmayacak,olsa da gram değeri olmayacak bir kevaşe için.Ama işte amk kıskançlığı,ne fena bir olay.Sikti bıraktı geceyi.Hata yaptığımı kabul ediyorum da ah.Üstelik bugün tanışmamızın 1.yıl dönümü!

Sevgilim özür dilerim ama benim üstüne titrediğim,bakmaya doyamadığım can'a,elin kevaşesinin öyle mıkmık davranmaya yeltenmesine dayanamıyorum.

Kimse alınmasın,darılmasın ama bazı karılar cidden sadece sikilmek için.Sikip atacaksın,hatta üstüne para da alacaksın.O kadar yani.Bugün anladım ki erkek milleti çoğu zaman haklı.Ah ah.

İstanbul seninle güzel sevgilim,sen varsan İstanbul var.

11 Eylül 2011 Pazar

İstanbul Sever Seni,Ben Seni Severken

İstanbul'da yaşamış ve dahası neredeyse her ay İstanbul'a gelen biri olarak halen İstanbul'un nesini sevdiğimi bilemiyorum. İstanbul'u İstanbul yapan ve dahasını onu anlamlandıran sevdiğim,onun varlığıdır, şüphesiz ama İstanbul'un İ'si bile ayrı güzel,kimse kusura bakmasın.

İstanbul'a dair birşeyler yazmamamın sebebi de aşikardır aslında.Televizyonda bile İstanbul adı geçince içimden derin derin bir oooof çekip özlemeye devam ederim,özledikçe özlerim.Her ne kadar yüreğimin bir yeri Ankara için atsa da,ağır basan taraftır İstanbul.Neticede İstanbul demek,O demek.Yarım değil,tamamım.

Kaç gündür bu güze şehirdeyim,kaç gündür aynı nefesi alırım,kaç gündür kafamı yastığa rahat koyup mis kokuyla uyurum uyanırım bilmiyorum,saymadım.Zaten onsuz geçen her günüm nefes almaktan ibaret,yaşamaksa onunla.

Sayılı günün kötüyken geçmesi için dua eden ben,bitmesin bitmesin diye yalvarırken,aslında bu güzel günler ve O için, kaç rekat şükür namazı kılmam gerek,bilemedim.ŞükürAllahımaBinMaşallah!Demeyenin çükü düşsün!

Ama İstanbul.
Burada deniz daha mı mavi,gökyüzü daha mı aydınlık,farkı yıllar yılı fark edemedim.Harem otogarındaki o görüntü mü yoksa köprünün üstünden geçerken ki o manzara mı beni benden alır bilemedim.Tek bildiğim,Esenler'e inen hiç bir yolcunun benim kadar heyecanlı,mutlu,huzurlu ve çok şükürlü olmadığı...Şükür,bin şükür.

***

İstanbul'un birçok yerinde fink attım zamanında,gerek babamla gerekse can kardeşlerimle birçok yere gidip geldim.Ancak uzun süredir ilk kez dün akşamüstü aldığım keyfi almadım.Kısacık,daracık zamanda geçen 1 kahve 2 çay muhabbetiydi oysa.Keyifsiz geçen zamanlardan sonra ortamın sıcaklığı ve abi muhabbetiyle keyfe geldim.

Nerde kalmıştık?
Hı evet,dün akşamüstü.
Bakırköy'de gayet yol üstü bir kafede buluştuk Tutsi abiyle.Ben,sevdiceğim ve Tutsi abi.Beni bilen bilir,adımı,sanımı,hedemihüdemi ifşa etmekten pek hoşlanmam,dahası buluşmalara da gitmeye pek gönüllü olmam.Sanırım bu benim ilk blogger buluşmamdı yeakyeak.Yanlış anlaşılmasın,güven meselesi değildir bu aslında da neyse uzatmadan mevzuya geçeyim.

2 geyik 3 çaydan sonra yemek faslı.Sonra,gırgır sohbet.Güzeldi.
Yalan değil,abim beklediğimden daha da abiydi.Zaten gerek feyz gerekse birebir sohbetlerde,kendisine abi diyen sevdiğimin de abidir o,cidden abidir demesiyle,kendisine abi imajı çizen biriydi Tutsi abi.Cidden öyleymiş,duyurulur.Şşşt.

Çaydan sonra yemek derken, iki lafın belini kırdıktan sonra ayrıldık.Taam,yalan söölemicem,alayınızın dedikodusunu yaptık.Hatta beni tanımadan benim hakkımda dedikodu yapan kimselere nazaran, senin hakkında iyi şeyler demiyolar diyenlere selam olsun,daha manidar dedikodular yaptık,yalan olmasın işte.Yogsa dedikodular bi sır mıydı? Tutsi abi'den ayrıldıktan sonra biz dedikodu yaptık,abi kusura bakmayasın yuehuaueha.

Akşam İstanbul trafiğini bile skimize takmadan eve gelip, az biraz dizi,WOW derken gün bitti.
Bitti lan.

Yoksa burada günler daha mı hızlı akıyor? Vay amk.
Kötü gün geçmezken gün iyiyken-hamdolsun-neden hızlanır da biter?

24 saat 25 saat olmaz mı?
Ya da sonsuzluğa uzanan bir yol varsa,gidelim ulan.

Buraya gelirken mutluyken,giderken hüznün...
Amk!

Yok daha gitmiyorum da uhea n'apalım,Allah huzur vere,sağlık vere,gerisinin amk!
Hı bi de, İstanbul sevdiğimle daha güzel.

Ve kalbim daha pır pır pır pır.

Şükürler olsun,maşallah demeyenin de çükü düşsün!

10 Eylül 2011 Cumartesi

8.Geleneksel Anket Haftası: Rengini Belli Et Dostum!

Kaç zaman önce bir anket yapmıştım ve efenim neredeyse en çok oy alan (33) anket oldu.Sevindirici bir durum aslında,e izleyicisi,takipçi sayım arttığına delalettir.Görünüre bakınırsa efendim siyah ve mavi en sevilen 2 renk olmuş.E şimdi ben bu anketi neden mi yaptım?Her zamanki gibi hiiiiiç.Piçlik olsun diye agalar,sıkıntı yoktur umarım.E madem yaptık bu anketi,e yapalım da yorumları.Buyrun hacular;

Bana noktadan,virgülden sonra boşluk bırakmıyorum diye özelden eleştiri bırakan arkadaşlar,saygılar.

Turuncu: Yumurtaya diş macunu testi yapan bilim adamları mıdır yoksa renkler için psikoteknik geliştiren bilim adamları mıdır bilinmez, bu rengi seven insanların neşeleriyle dikkat çektikleri,tam anlamıyla bir eğlence adamı,sokak adamı,efenime söyleyim, bazı zamanlar birer sürtük oldukları,daha amiyane tabirle neşe kaynağı olduğunu belirlemiştir. Öyle bir neşe ki efenim etrafındaki insanlara neşe veren,huzur veren tipler bu rengi severmiş.İroniktir ki Uzak Doğu'daki kel kafalı din adamları da hep turuncu giyer ama onlar da neşe namına bi sik yoktur,huzura gelince ııım.

Ancak turuncu gergin adamı daha gergin de yapabiliyormuş,azmış kudurmuş adamı daha da kudurtup tecavüze uğramanıza neden olabiliyormuş.Özetle,dışa dönüksen daha bi ortam bebesi olabiliyorsun hocam,gerek cinsellikte gerekse normal hayatta daha bir mode:on/activated şeklinde olabiliyorsun.Raad ol.

Mavi: En sevdiğim renklerdendir,yalan olmasın.Laf aramızda Sevdiceğim de bana çok yakıştığını söyler ama cidden yakışır ueha.Uyyy O'na herşey daha çok yakışır.Taam sustum.Maşallah! Mavi candır,kandır,hoştur,İstanbul'un denizidir,huzurudur.

Mavi sevenler fan club olarak,bu rengi sevenler 6th sense olayında uzman olduğu, barış ve insanlık adına birçok konuda gönüllü olduğu söylenmiş.Doğrudur.Bu rengin adamı iç huzurunu dünya malına değişmeyen insanlardır.Ulan bi saks mavisi gece kıyafeti için az mı iç çekerim,oyhş.Derken, bu rengi göz önünde tutmak esastır.Dua edin de oğlunuzun kızınızın gözleri mavi olsun,baktıkça sevdiği huzur bulsun.Vay amk redif oldu.

Fark ettiniz mi bilmem ama genelde hastane ve okulların duvarı da mavidir.Huzur için hacum,huzur.

Kırmızı: Ateş beni çağırıyor!E bilindiği gibi bu renk,nefretin,seksin,ihtirasın,şehvetin ve dahasının rengidir.Kendi deneyimlerimi göz önüne alırsak,ne zaman kırmızı giysem daha canlı,daha eğlenceli,daha motive edilmiş oluyorum.Halim yokken tek bir kırmızı darbesiyle,mesela kırmızı bir oje,yazları nar çiçeği,kışları bordo,genelinde bayrak kırmızısı, daha bi canlıyım hacım.Ama buluttan nemi ayıran bilim adamları,insanı boğayla özleştirip,oysa boğalar renk körüdür,bayrağa saldırır,kırmızının agresif insanı çileden çıkardığını söylemektedir.Yalan!

Bu arada hacular kabul edin,kırmızı herkese yakışmaz,hele ki karaya yakın esmerler,hatta esmerlerin çoğu lütfen kırmızıdan uzak durun.Kırmızı ruj sarışına daha çok yakıştığı kavramını da unutun,en iyisi buğdaydır,kahretsin! Ve lütfen kırmızı iç çamaşırı giymekten vazgeçin.Hayatımda en sevdiğim renklerden biri de olsa kırmızıyı bi donda görünce kusarım.Ve,

Lütfen tırnaklarınızda yarısı silinmiş,yarısı duran ojeleri tutmayın.N'alaka? E genelde güççük bebelere kırmızı oje sürüp bırakırlar,bögh.Bunun sağlık kısmını geçtim,tırnaklarda ojeler silinir,öööle çirkin görüntü.Of.Taam.

Yeşil: Bonus reklamını hatırlayın,sonracığıma Kuveyt Türk'ü.Sonrasında, doları.Amerika'nın yapmış olduğu en mantıklı psikolojik baskıdır aslında,doları yeşil rengi yapmak.Yeşil,güven rengidir ki yeşile bayılırım.Ulan her renge bayılırım ben.Çimen,orman,yeşil gözler,yeşil kazak,yeşil çay,yeşil göz kalemim,hedehüde...Her birisi beni mutlu ederken meğersem beni daha güvenilir yaparmış.Demem o ki,yeşil rengi,güveni,dingin bir ruhu,devamlılığı temsil edermişmiş.Edermişmiş de sakın ha itin kopuğun tekine gözleri yeşil diye kapılmayın,sonra böbrekler elden gidebilir uhea.

Kahverengi: Bu senenin neredeyse rengidir,yanılıyor muyum? Taba rengi,deve tüyü,çamur tonları derken aldı başını gidiyor.Kahveye aşık herkes kahve tonlarını sever de bu sene top oldu anasını satayım.Hatta bazı bazı bögh getirdi de, bu renk genelde bana din öğretmenlerimi hatırlatır.Klasik adam rengi gibi gelir derken,bilim adamları bu rengin, önder kişiler tarafından tercih edildiğini dikte etmişler.Bu rengi sevenler,eğitim ve öğretim konusunda da sağlam ve dirayetli,az buçuk da inatçı olurlarmış.Vay amk!Kahve candır derken ne haltlar öğrendim.

Lacivert: Sarının yanındaki laciverte kurban olurum.Pardon,konumuz bu değildi sanırım.uhea.yeakyeak.Ahmet Şerif İzgören'in bir kitabında okumuştum,lacivert rengi, büyük firmaların tercih ettiği ilk renklerdenmiş.Çünkü,bu rengin adamı,uyum,başarı,liderlik üstünde kendine rakip tanımazmış.Düşününce,birçok büyük firma laci rengini tercih etmiş.Marka adı verip reklam yapmayalım da uehauh bu rengi sevenler, burunlarını indirmediğinden sakin ve na-rakipsiz olurmuş.E sevelim sevelim.

Sıçtım laciverti derken bile belki de kendimize rakip tanımıyoruz.Ne dersiniz?

Pembe: Gönlüm sen de.Bu rengi anlatmama gerek var mıdır? Bu renk,temiz sevginim,masum sevginin,kibar sevginin,uy sevgimin rengidir.Mistir.Kız rengi diye atfedilse de,kız rengi değildir; saf sevginin,hayal etmenin,misliğin rengidir.Bu arada,pembe giyen erkek de çok seksidir.Her ne kadar,pembe giyen erkeklere farklı atıflarda bulunsa da sığ düşünceli erkek milleti,pembe giyen erkek belki de en seksi erkeklerdendir.Hem bence pembe giyen erkeğin kendisine güveni de tamdır,erkekliğin rengi de yoktur.

Mor: Eşcinsel rengidir.Genelde böyle bilinir.Eşcinsellerin favori rengi olarak bilinir işte.İnsanoğlu öyle bilir.Vay amk.İlla sınıflandıracağız ya.Bunun mantığı nedendir acep?Acaba mavi ile pembe karışınca mor çıktığı için mi bööyle deriz? Acaba eşcinsel insanlarında arada kaldığını mı düşünürüz? Bilemicem.Okları üstüme çekmeyeyim. Ama bu renk, asilliği,dinginliği,sakinliği ve sadakati temsil eder-miş.Bu rengi sevenler en asil insanlarmış.E bu durumda,vay amk,hetero olarak sıçtım moru muyuz?

E peki bu renk,asilliği temsil ediyorsa,morardın laaaaan dediğimiz adam en asil mi oluyor?Sıçayım,bilim adamların zihniyetine diyesim geldi affedersin.

Sarı: İlkokuldayken sıralarınıza hiç masa örtüsü serdiniz mi?Ben serdim.Hem de sarı sarı.Rengi bildiğimiz ruh hastası sarısıydı.Uyuz olurdum da sesimi çıkaramazdım.Oysa yan sınıfın masa örtüleri kareli maviydi,ama bizim öğretmenimiz,sarıyı tercih etmişti.Bi seferinde bitlenmiştim de siyah bit sarı masa örtüsüne düşmüştü,rezaletti.Nası utanmıştım.Anam.Meğersem sarı rengi öğrencilerde dikkati ve başarıyı tetiklermiş.Aklın,zekanın,başarının,liderliğin rengiymiş.-miş diyorum çünkü bilim adamları böyle demiş.Eeee burdan da aşikardır ki FB rengini bilerek ve isteyerek ve alenen sarı lacivert seçmiş.Ah ah.

Peki,sarışınlar-ki genelde çakma sarışın-çok mu başarılılar? E genelde.Ama onların başarı genelde başka türlü.ueuah.Taam sustum.

Siyah: En sevdiğim 2. ya da 1.renk.Bilemicem,işte sıralaması yok.Bu renk,malumane asil renktir.Bilim adamları ise,siyahın gücün,bireysel yeterliliğin gücüdür,derler.Tutku,hırs,asalet,inat,istikrar...Hepsi bu renkte toplandı gel gel.Ki,

Biz kadınlar bu rengi,genelde fazla olan kilolarımızı,varolan ve oramızdan buramızdan çıkan fazlalıkları kapatmak için tercih ederiz.Yaşa yaşa yaşa.Oysa,satan renkleri olarak atfedilen siyahlılar kabilesi,bu renge resmen tecavüz ediyor.Gidin gidin kendinize başka renk bulunuz.O renk bizimdir.Of susarım.

Beyaz: Görünmediğinden de anladınız di mi? Bu renk beyazdır.Üzerine basınız.Bu renk,gelin rengidir.Hadi sevgilim evlenelim.ueha.Şaka bi yana bu renk,saflık,temizliktir.Hacı Şakir'in hamam sabunudur,anneannemin -rahmetli diyemiyorum hala:'(- pamuk elleridir,o elleriyle yaptığı kurabiyelerdir,annemin tavuk sulu pirinç pilavıdır,berekettir,mistir. Bu rengi sevenler, temizlik için deliren titiz,hayatlarında genelde düzenden yana olan insanlar olduğunu söylenir.Doğrudur.Takdir ettim.

Ve ek olarak,esktrasından, benim rengim,O'dur.Sevdiğimin mis kokusunda,güzel gözlerinde gördüğüm rengim,O.

Duygulandım da,affedersin.