7 Kasım 2014 Cuma

Parklarda Hayvanları Gezdirmek Yasak AMA Sevişmek Serbest!


İnsanoğlunun hayvanlardan korkmasını anlıyorum da, hayvanlardan nefret etmesini anlayamıyorum!

İnsan dediğimiz şey aklı baliğ olan, yaratılmış en yüce varlıkken, insancık da ego ve arzulara yenilen en aciz varlıktır. Kendinden ötesini düşünmeyen, kendinden ezik gördüğünde daha da ezmeye çalışan kişidir insancık!

Hayvanlardan korkan insanları gerçekten anlıyorum, - ya da insan-amcıkları- ama hayvanlara karşı nefret besleyen, onların varlığını reddedenden ya da onların yaşam alanını daraltandan bir bok anlamıyorum.

Tabi artık ötesini hiiiiç düşünmek, dillendirmek istemiyorum! O zaman dinimi reddedebilirim!

Yaşadığım semt, mahalle, İstanbul'un en güzide mahallelerinden birisi. Betonlaşmaya karşı olan, Cumhuriyetçi, Atatürkçü bir semt. Belediye olarak da oldukça kaliteli işlere imza atan bir belediye, şanslıyız bu konuda. Ya da şanslıydık. Ne yazık ki son zamanlarda anlamsızca uyarı levhalarıyla dolup taştı sokaklar, minnacık parklar.

Sokaklardakini anlıyorum, anlayış gösterebilirim, nerde çokluk  orda bokluk da, parktakileri anlamam. Anlayamam. Bokluğu yapan kişi insanken, hayvandan hırs çıkarmayı hiç anlayamam.

Geçenlerde işe giderken, sabahın 7.30'undan bahsediyorum, apartmanlar arasındaki göt kadar park-çığa belediye görevlilerinin uyarı levhası astığını gördüm. Hayırdır inşallah diyerek, bekledim. levhayı okumak için. Levhada beynime kan sıçratan bir uyarı yazıyordu:

"BU PARK ALANINDA HAYVAN GEZDİRMEK, HAYVANLARIN ÇİMLERDE KOŞTURMAK, HAYVANLAR İLE BU PARKA GİRMEK YASAKTIR."
  
Ağzımı bile açmadan söylene söylene, sesimi duysunlar diye yüksek sesle, yürüdüm geçtim gittim, fotoğrafını çekip twitterdan ilgili belediyeye twit attım, bittabi sikleyen olmadı.

Gün içinde kendime yediremedim, ne demek gezdirmek yasaktır, ula park sadece insan için midir, bunun kanunda bir yasası, tüzükte bir maddesi mi var diye araştırdım. Böyle bir halt da yokmuş. Öğrendim. 

Önce belediyenin sonra büyükşehirin beyaz masasına başvurdum, alaycı ses tonları hariç, bir halt duyamadım. Hatta bir belediye çalışanı (!), yukardan inme bir görevli bana böyle basit şeylerle zamanımı harcamamamı, mantıklı şeyler için onları aramamı, rahatsız etmememi tembihledi.  
Bununla alakalı mail attım, tivit attım, yazdım, çizdim sonuç sıfır.
Madem öyle, bu levha inmeyecek, ben de siklemeyeceğim dedim ve beni  ziyarete gelen oğlumu, köpüşümü orada gezdirdim, sokak köpeklerini oraya götürdüm, mahallenin hayvanseverlerini,  köpek sahiplerini örgütledim oraya götürdüm.

Birkaç kez belediye çalışanlarıyla, temizlik görevlileriyle takıştım hatta, ama umrumda da değil, gözlerine baka baka oğluşumla gezdim. Oh!

Derken, pazartesi günü işe giderken, yine aynı saatte, sabahın en kör saatinde 7.30'da, bir çiftin parkta oturduğunu gördüm. Önce oturduklarını fark ettim, derken, oturmadıklarını başka haltlar yaptığını fark ettim. 

Yazacaklarımı kimse üzerine alınmasın, kesinlikle genelleme yapmam, bilen bilir.
Orosbu çocuğunun biri banka oturmuş böyle yayılarak tek eli şeyinde, başı kapalı oldukça mutaassıp ablamız yapışmış çocuğun dudaklarını öptükçe öpüyor. Önce ne yapıyor be bunlar dedim, sonra şok oldum. Şok olma sebebim, sekse karşı, aşka sevgiye aykırı - ki bu aşk değildir -, sevişmeye karşı olduğum ya da şekilci olduğum için değil; sadece mahalle arasında, insanların çamaşır astıkları balkonlara karşı böyle bu saatte götlük yapmalarıydı.

Parkın bir ucunda yapılan online sekse baktım, bir de diğer uçta minik bir ağacın altında uyuyan sokak köpeği, mahallemizde yıllardır yaşayan Arap'a baktım. Sonra da, parkın ortasındaki direkte asıl duran levhaya baktım.

"BU PARK ALANINDA HAYVAN GEZDİRMEK, HAYVANLARIN ÇİMLERDE KOŞTURMAK, HAYVANLAR İLE BU PARKA GİRMEK YASAKTIR."

O levha götünüze girsin dedim ve daha yüksek sesle, bağıra çağıra yürüdüm. 
Karşıdan sallana sallana bir temizlikçi görevlisi geliyordu, gittim, sakin sakin ;

- O parka astığınız levha, hayvanlar için ya, peki parkta sevişmek serbest mi? Buna dair neden bir levha asmıyorsunuz? Polisi çağıracağım şimdi ve buna göz yuman seni  şikayet edeceğim dedim.

Adam, sevişmek kelimesiyle ne kadar sırıttıysa, polis lafını duyunca, n'oluyor bacım bakışı attı.

Burnumdan soluyarak 155'i aradım ama 155 de pek aldırmadı. Beni azarlayan başka bir memurla da orada tanıştım, merhaba insaniyet!


Salı günü aynı saatte aynı yerden geçerken, levhanın üzerinde graffiti sanatının icra edildiğini gördüm. Öyle mutlu, öyle mutlu oldum ki, hastaneye gittiğimi bile umursamadım.
İnsanlık ölmemiş mi?

Anarşik hareketlere olan yakınlığımdan mı yoksa içime soğuk  serpilmesinden midir bilmem ama pek mutluyum. Halka açık alanlarda sevişmeye izin veren, dini siyasete alet eden, başörtüsü altında her boku yiyen zihniyete karşı, gördükleri her yere graffiti yapan zihniyetin alnından öperim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Vay Edepsiz!Ne Söyleyeceksen Söyle Hadi!